1. şunu yazmaya başlamadan henüz bir kaç dakika önce; üniversite yurdu zamanından bir arkadaşımın öldüğünü öğrendim. öleli çok olmuş, 2 yıla merdiven dayamış. yarım saat önce falan bir kitap pdf'si açmıştım, çocuk aklıma tesadüfen düştü ''x şu makaleyi nasıl da yorumlamıştı, yazar aynı yere iki kere aynı notu düşüyor diye eleştirmişti. zeki çocuk, ama sayısalcı da değil hani bizden dilci. sahi ne yapıyordur şimdi. ne zamandır kayıp. şu google'a bakayım hele'' dedim, ve şaşkınlık ve küfürlerle kalakaldım.

    kendisi belli bir zaman diliminde yakın ve samimi bir arkadaşımdı. sonra mezun oldu ben olamadım, asosyal oyunsever geek bir arkadaştı ''naber'' diye hiç aramadı, ben bir kere mesaj attım cevap yazdı, yurttan ortak bir arkadaşımız vardı mesajda onu da askere yolladık diyordu. birkaç ay-yıl (?) daha geçti mesaj atmıştım cevap yazmamıştı, zaten face kullanmayı da iyice bırakmıştı. sonra birjaç ay-yıl(?) daha geçti, o askere yollanan arkadaşla benim bölümün içinde tesadefen karşılaştık o da şimdiki rahmetliyi sordu ne oldu dedi şakayla karışık öldü mü kaldı mı ulaşamıyorum diye. şimdi düşünüyorum da o konuşma ölüm tarihi öncesi miydi sonrası mıydı, bir kaç ay öncesiydi sanırım. o karşılaştığımız arkadaş da beni çoktan faceten silmişti zaten pek samimiyetimiz yoktu, başka bir yurt arkadaşına baktım o da facete görünmüyor. nasıl öldü, neyden öldü diye merak ediyorum. face kaynağı vefat haberini imalı bir dille kullanıyor, umarım intihar değildir ama intihar edecek bir arkadaşa da benzemiyordu, gayet rahat bir adamdı. hatta bir gün benim memleketten bir arkadaşın intihar girişimi haberini almıştım öldü mü kaldımı diye kendimi yiyip bitiriyorum (sonra telefon geldi ölmediğini öğrendik) ama o rahmetli (hala düzeltirken rahmetli demeye de dilim varmıyor hiç yakıştıramıyorum) çok sakindi gayet, onu hiç sinirliyken hatırlamıyorum. hep yemek yaptık, aşçıydılar ailecek, salçalı acılı yemekler yaptık, apb reloaded falan oynadık, çeşitli oyunlar yükledi benim laptopa, bazen kendisinin pasif gay olduğunu düşünürdüm, irtibatı koparınca bir sebebinin de bu olduğunu varsaymıştım. şimdi maalesef soracak kimsem de yok ama üzgünüm be sözlük. beraber guitar heroya gittiğimiz black sabbathları smoke on the waterları çaldığımız, ben yurttan siktir edilince geçici meskenime kadar çantamı taşıyan beşiktaş çarşı simgeli kapuşonlu montla özdeşleşmiz bir kankaydı resmen.

    hep düşünürdüm face'i kapatıp ortadan kaybolan üniversiteden kişiler, yakın veya uzak arkadaşlar şimdi ne yapıyor diye. ne oldu bunlara, cinsiyet mi değiştirdi, din mi değiştirdi, memur mu oldu veya dağa mı çıktı diye. bu arkadaşlardan biri de rahmetliydi. umarım diğerinin ruh ve beden sağlığı yerindedir.

    edit: üzüntüyü paylaşmamak ve ortak arkadaş olan insanlarla rahmetliyi anamamak, anlayamamak, üzüntüyü koyulaştırıyor.